Psikiyatrist Alejandro Martínez, kaygıya karşı doğal çözümler hakkında şunları söylüyor: "Bunu iyi uygularsanız, sinir sisteminiz için sakinleştirici bir düğme gibi olur."
%3Aformat(jpg)%3Aquality(99)%3Awatermark(f.elconfidencial.com%2Ffile%2Fa73%2Ff85%2Fd17%2Fa73f85d17f0b2300eddff0d114d4ab10.png%2C0%2C275%2C1)%2Ff.elconfidencial.com%2Foriginal%2Fd72%2F195%2Fe3b%2Fd72195e3bc9c1a11117cfff0b915aecb.jpg&w=1920&q=100)
Kaygı , insan deneyiminin bir parçasıdır; ancak yoğunlaştığında günlük yaşamı derinden etkileyebilir. Dünya Sağlık Örgütü'ne göre kaygı bozuklukları, kontrol edilmesi zor olabilen yoğun endişe, korku veya fiziksel gerginlik duyguları olarak kendini gösterir. Tedavi edilmediğinde ruh sağlığını ve genel refahı etkiler, aynı zamanda sosyal, aile ve çalışma ortamını da etkiler.
Stresin arttığı dönemlerde pek çok kişi hemen ilaçlara başvurmadan kendini daha iyi hissetmenin yollarını arar. Kaygıya karşı en çok aranan çözümler arasında bitkisel çaylardan nefes egzersizlerine veya açık havada fiziksel aktivitelere kadar, kaygıya karşı sözde doğal çözümler yer alıyor. Etkileri değişebilmekle birlikte, birçoğunun, özellikle diğer tedavi stratejilerine tamamlayıcı olarak, faydalarını destekleyen bilimsel kanıtlar bulunmaktadır.
Bir psikiyatristin en sık kullanılan ilaçlar hakkındaki görüşüİspanya'nın en iyi uzmanlarından biri olarak gösterilen psikiyatrist Dr. Alejandro Martínez Rico , yakın zamanda sosyal medyada kaygı belirtileriyle başa çıkmak için en yaygın kullanılan doğal yöntemlerden bazılarını analiz etti. Doktor, bilgilendirici bir video aracılığıyla her birine bir puan verdi ve klinik açıdan etkilerini açıklayarak hem avantajlarını hem de dezavantajlarını vurguladı.
Değerlendirilen ilaçlar arasında uzman, Ayurveda tıbbında kullanılan adaptojenik bir bitki olan ashwagandha'ya 10 üzerinden 7 puan veriyor. "Bazı çalışmalar, bunun kortizol seviyelerini azaltabileceğini ve özellikle hafif ila orta düzeyde kaygı durumlarında stres tepkisini iyileştirebileceğini göstermiştir." Mucizevi bir tedavi olarak görmüyor ama ümit vadeden bir seçenek. Gece rutinlerinin vazgeçilmezi olan papatya çayı ise 10 üzerinden 5 alıyor. Martínez, yatıştırıcı ve iltihap giderici özelliklerinin hafif olduğunu açıklıyor: "Yatmadan önce rahatlamanıza yardımcı olabilir, ancak kaygı giderici etkisi çok sınırlı ve hafiftir. Panik atağı durdurmasını beklemeyin."
:format(jpg)/f.elconfidencial.com%2Foriginal%2F7ed%2Fdfd%2Fe08%2F7eddfde08dfea15ee36e30de1b0a668d.jpg)
Özellikle eksikliği belgelenen kişilerde 10 üzerinden 6 puan alarak magnezyumun değerine de dikkat çekiyor. Mineral, sinir sisteminin temel işlevlerinde rol oynar ve bazı durumlarda semptomların azaltılmasına yardımcı olabilir. Ancak, bazal seviyelerin zaten normal olması durumunda etkisinin çok az olduğunu belirtiyor.
Psikiyatristin en çok vurguladığı yöntemlerden biri de doğal ortamlarda egzersiz yapmak . Buna 10 üzerinden 11 puan veriyor. “Hareket + doğa = özgür ve güçlü tıp” diyor. Fiziksel aktivite sinir sistemini düzenlemeye ve endorfin salgılamaya yardımcı olurken, güneşe maruz kalmak duygusal dengenin anahtarı olan D vitamini ve serotonin üretimini destekler. Bir diğer çok etkili araç ise 10 üzerinden 9 puan alan diyafram solunumudur . Martínez'e göre, "Yavaş ve derin nefes almak vagus sinirini harekete geçirir ve parasempatik sistemi uyararak 'uyarı modu'nun aktivasyonunu azaltır." Uzmanlar için bu basit ama çok faydalı bir kaynaktır: "Bunu iyi uygularsanız, sinir sisteminiz için sakinleştirici bir düğme gibidir."
Son olarak psikiyatrist lorazepam veya trankimazin gibi benzodiazepinlerin kullanımına da değinir. Belirli krizlerde yararlı olduğu kabul edilmekle birlikte, özellikle altı haftayı aşan uzun süreli kullanımının ters etki yaratabileceği uyarısında bulunuluyor. "Bunlar çözüm değil. Bunlar sadece geçici çözümler," diyor ve bu ilaçların beraberinde getirdiği bağımlılık, tolerans ve geri tepme etkileri riskini vurguluyor.
El Confidencial